ERP Nedir? | Türkiye'nin ERP Forum Platformu Ana Sayfa
Forum Anasayfa Forum Anasayfa > Hayatın İçinden > Ticaret İle İlgili Konular
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - ETKILI ILETISIM
  SSS SSS  Forumu Ara   Etkinlikler   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

ERP Nedir? Enterprise Resource Planning nasıl çalışır? İş süreçleri ile ilgili tüm soru ve cevapları ERPNe.org'da.

Ülkemizde hızla gelişmekte olan ERP yazılım sektörümüzün, Yerli ve Yabancı ERP işlemlerinin tanıtımı ve kullanıcılarının buluşma noktası olması hedefiyle kurulan sitemize hoş geldiniz.

Ülkemizdeki Ne.org konseptinde bir ilk olarak yayın hayatına başlayan ERPNe.org, Kurumsal Kaynak Planlaması yazılımlarını kullananların bilgi kaynağı/Portal olmak amacı ile kurulmuştur.

Genellikle yurt dışında büyük üreticiler tarafından geliştirilen SQL, Delphi, ASP, CSharp gibi teknolojilerin anlatıldığı sitelerin kullandıkları (WhatisSQL, WhatisASP) (Ülkemizde Netsis Nedir, Mikro Nedir, SAP Nedir yada Logo Nedir gibi kullanıcı sorularına) Ne ve nedir konseptinde yeni bir açılım olmasını da hedefleyen ERPNe.ORG' un, ülkemizin uluslararası ERP sektörü içinde hak ettiği yeri almasında ve ERP ürünlerini kullananların bir araya gelerek Yerli ERP'nin gelişmesine katkı sağlayacakları önemli bir kilometre taşı olacağı düşüncesindeyiz.


Kapalı KonuETKILI ILETISIM

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Topic Seçenekleri Topic Seçenekleri
canangökçe Açılır Kutu İzle
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 02 Aralık 2006
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: -2
Mesajın Direkt Linki Konu: ETKILI ILETISIM
    Gönderim Zamanı: 15 Mart 2007 Saat 18:14

ETKILI KONUSURSANIZ, ETKILERSINIZ

 

Her etkilendiginiz, basarili konusmanin ardinda "dinleyicisini düsünerek,hazirlik
yapmis" etkili bir konusmaci vardir.

 

Konusmanin basarisi, içerigin iyi hazirlanmis olmasinin yani sira
aktarisin da etkili olmasindan kaynaklanir. Aslinda odak noktasi, içerik
ve aktarisin birbiriyle çok iyi örtüsebilmesidir.

 

Grubu(büyük ya da küçük) ilgili tutarak, oturdugu sandalyeye sikica
yapistirabilmek bazi teknikler, araçlar ve beceriler gerektirir. Etkili bir
konusmaci, dinleyici ile arasinda içten ve enerjik bir ortam olusturur.Dinleyicinin,
dinleme egrisini oldugu kadar ögrenme egrisini de yükseltir ve ortamdan
herkesin keyif almasini saglar.

 

Gergin ve heyecanli bir konusmacidan, etkili bir konusmaciya dogru
ilerlerken yapilan her hareket, dinleyen grubun dinamigini etkiler. Bu etkiyi
pozitif anlamda saglayabilmek için konusmacinin konusmadan önce, konusma
sirasinda ve toplantinin genelinde kesfetmesi gereken bazi sirlar vardir.
Bunlari önceden kesfeden ve hazirligini buna göre yapan konusmaci, basarisini
da önceden hazirlamis demektir.

 

Ingilizlerin söyledigi gibi; bir sunusa önceden hazirlanmamak demek, basarisizlik
için hazirlik yapmak demektir. Hazirlik yapmak, hem anlatilacak olan
konunun içerigi açisindan önemlidir hem de aktaris sekli açisindan.

 

Etkili bir sunus yapmak isteyen konusmaci dinleyicisinin gözünü-kulagini
ve gönlünü(yüregini) etkilemek durumundadir, aksi takdirde akilda kalmaz!
Bu nedenle bir sunusta özen gösterilmesi gereken 3temel öge söyle siralanabilir;

 

· Verilecek olan MESAJ

· Ortamda bulunan DINLEYICI

· Konusmayi yapan SIZ

 

Simdi, bunlari da göz önünde bulundurarak, bir konusmacinin
izlemesinde yarar olan DETAY’IN ortaya konulmasi gerekiyor.

 

 

 


 

Yukarı Dön
canangökçe Açılır Kutu İzle
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 02 Aralık 2006
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: -2
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 15 Mart 2007 Saat 18:15

DETAY NASIL DETAYLANDIRILIR?

 

D: Dinleyiciyi Tanimak ve O'na göre Hazirlanmak.


Dinleyici(ler) bir sunusun etkisini ölçen en önemli ölçektir. Bu nedenle
bir konusmaci mutlaka dinleyicisine göre hazirlanmalidir.

Dinleyicinin kim oldugu, beklentisi, anlatilan konuyla ilgili bilgi düzeyi, egitim
düzeyi ve konumu önemlidir.Hatta bazi sunuslara hazirlanmadan önce,
dinleyici kitlesinin cinsiyetini bile bilmek gerekir.Bunun nedeni, dinleyiciye göre
hazirlanabilmek,O'na göre örnekler veya alintilar kullanabilmek içindir.
Konusmayi dinleyenler (hastalar, asistanlar, ögrenciler ,meslektaslar, klüp
üyeleri, müsteriler, akademisyenler, sirket çalisanlari v.b) her kim
olursa olsunlar "kendilerine göre bir sey" bulmadiklari takdirde
konusmaciyla da O'nun anlattiklariyla da ilgilenmezler.

 

Dinleyicinin KIM oldugunu bilmenin yani sira, anlatilacak olan konunun
da dinleyicilere göre siniflandirilmasi ve süzgeçten geçirilmesi
gerekir.Konusmaci asagidaki unsurlari göz önüne almalidir.

 

· Bu dinleyici neleri "Mutlaka Bilmeli"?

· Bu dinleyicinin neleri "Bilmesi Yararli"?

· Bu dinleyiciye neler "Zaman Kalirsa"anlatilmali?



E: Enerji Kullanimi (Duygu-Ses-Vücut birlikteligi)


Hiçbir sey asik suratli bir konusmacidan daha tehlikeli olamaz.Bir konusmacinin
göz-kulak-yürek üçlüsüne uyabilmesi için enerjisini kendisini
dinleyenlere geçirebilmesi gerekir. Ispanyollar söyle söylüyor; "gülümseyen
bir yüz, bir kalbin kapisini herhangi bir anahtarin bir kapiyi açmasindan
daha çabuk açar".Bunu gösterebilmenin yolu güleryüzlü olmak ve
gerginligi üzerinden atabilmektir.Bu dogal olarak ses enerjisinin de
dinleyicilere olumlu anlamda yansimasini saglar.

Bu anlamda vücudun rahatligi da son derece önemlidir.Zira,vücuttaki enerji
sikistirildigi zaman konusmaci istem disi hareketler yapmaya baslar.(Saga
sola dogru sallanmak, öne geriye dogru ayni hareketleri tekrarlamak,
ellerini koyacak yer bulamamak, sürekli herhangi bir seyle oynamak gibi) Vücut
dilinde dikkat edilmesi gereken unsurlar sunlardir;

 

· El-kol kullaniminin rahat olmasi

· Duruslara özen gösterilmesi

· Dinleyicilerle mutlaka göz kontagi kurulmasi.



T: Tarz ( Konusmacinin iletisim sekli)


Konusma yapmak için bir grubun karsisina geçildiginde heyecan duygusu
insanin tüm vücudunu kaplar. Anrenalin seviyesi yükselir, eller veya koltuk
altlari terler, agiz kurulugu baslar, ses titremeleri olusur....liste böyle
devam eder. Konusma sirasinda heyecanlanmak son derece dogaldir. Ancak
heyecani yakit olarak kullanmak gerekir. Heyecan kontrolü konusmacinin
tarzini da ortaya koyar. Heyecani kontrol edebilmek için;

· Kafaca hazir olmak

· Derin nefes almak

· Hazirlik yapmak  önemlidir.Tüm bunlari kontrol ederken, dinleyici ile interaktif bir iliski
içine girebilmek ve esnek bir tavirla dinleyicileri yönlendirebilmek ise konusmacinin
tarzinin etkisini ortaya koyar.



A: Akis (Konusmanin Plani, Ana Mesaj ve Baglantilar)


Konusmanin içerigi ne olursa olsun, bu içerigin anlasilir ve açik bir
mantik sirasi içinde aktarilmasi gerekir.

Konusma plani; Açilis - Ana Gövde - Kapanis seklinde olmalidir.

Açilis ve kapanislar her zaman en çok akilda kalan bölümlerdir.Bu
nedenle bu bölümlerin dikkat çekecek sekilde yapilmasi hem konusmacinin
isini kolaylastirir hem de dinleyicilerin konuya çabuk adapte olmasini saglar.

Ana gövde de belli bir yapinin devam etmesi gerekir. En önemli unsur, ögrenme
noktalarinin veya mesajlarin amaca hizmet etmek için birbirine dogru ve
etkili bir sekilde baglanmasi geregidir.Baglantilar ayni zamanda
dinleyicilerin zihninde resim çizerler. Yerinde ve konuya uygun olarak kullanilan
anilar, alintilar, anekdotlar, soru sormalar, mizah, fikra, espriler hem
konusmayi renklendirir hem de dinleyicilerin dikkatlerini konusmaciya yogunlastirmalarini
saglar.

Bunlarin içinde Ana Mesajin yeri çok önemlidir. Ana mesaj, bir konusmadan
çikarilmasi gereken ana fikir degildir. Tam tersine, dinleyiciler konusmanin
içinde ana mesaji mutlaka duymalidir.Yani açik, net, anlasilir ve
duyulabilir olmalidir. Ana mesajin formülü söyledir;

Konusmacinin AMACI + Dinleyiciye YARARI = ANA MESAJ

 

Y: Yansitmak ( Içerigin Aktarilis Sekli)

Bu basamakta dikkat edilmesi gereken ise mesajin AKTARILIS seklidir.Bir konusmaci
konustugu dili ve sesini olabildigince güçlü ve etkili kullanmak
durumundadir. Zira, konunun uzmani da olsa dinleyiciyi sikmadan ve monoton
olmadan konusmak gerekmektedir.Bu anlamda bilinmesinde yarar olan unsurlar sunlardir;

a- sesin kullanimi: Konusmaci ses enerjisini tüm katilimcilara
duyurabilecek sekilde kullanmalidir.Çok düsük bir ses tonuyla veya çok
bagirarak konusmak rahatsizlik verir.

b- cümle yapilari: Çok uzun cümleler kurmak her zaman tehlikelidir. Yazi
dilinde olabilir ancak konusma dilinde kisa cümleler daha çok akilda kalir.Sözcüklerin
çesitlendirilmesi yani kelime hazinesinin gelistirilmesi için okumak
gerekir. Cümle kullanimlarinda daha dinamik zamanlari yani "simdiki
zaman ve genis zaman" i kullanmakta yarar vardir.

c- tonlama/ vurgulama: Her seferinde ayni duygu ile söylenen cümleler bir süre
sonra kulaga monoton gelmeye baslar.Sesteki inis ve çikislari kullanarak
entonasyonu yakalamak gerekir.Vurgulamalara da özen göstermek gerekir, zira
yanlis vurgular yanlis ifadelere neden olur. Amaç, her cümlede ayni yeri
vurgulamak degil, ifade etmek istenilene göre vurgu yapmak olmalidir.

d- konusma hizi: Çok hizli konusan konusmaci karsisindakileri cümle
bombardimanina tutar. Dinleyicilere algilama ani verilmezse mesaj aktarilamaz.Tabii
tam tersi oldugunda da yani çok agir konusuldugunda da ses enerjisi
dinleyiciye geçmez.Bu nedenle ikisinin ortasini bulmak gerekir.

e- artikülasyon: Sözcüklerin agiz içinde dogru yerlere degerek, anlasilir
bir sekilde agizdan çikarilmasi(bogumlama). Konusmaci konusurken ne
dedigi anlasilmiyorsa izleyiciler konsantrasyonlarini toparlayamaz ve konusmadan
uzaklasirlar. Bunun önüne geçmek için agizdan çikan sözcüklerin daha
açik, net ve anlasilir olmasi gerekir.

 

Detay'a dikkat eden konusmacinin hem kendisine olan güveni artar hem de
konusmayi yapabilme becerisi gelisir. Tabii konusma öncesi ve konusma sirasinda
dikkat edilen Detay'in yani sira, toplanti genelinde özen göstermek
gereken bazi unsurlari ise söyle siralayabiliriz;

 

· ZAMAN KULLANIMI

· GÖRSEL YARDIMCILARIN ETKIN KULLANIMI

· ORTAMIN KONTROL EDILMESI

· SORULARIN BASARIYLA KARSILANMASI

· ve INANMAK!!! Eger anlattiklariniza siz inaniyorsaniz karsinizdaki
insanlar da inanir. Eger inanmiyorsaniz karsinizdaki insanlar da inanmaz.
Göz kontaklari, vücut kullanimi, sözcükler, onlarin tonlanislari, cümle
yapilari sizi ele verir. Bu nedenle ilk önce inanin sonra hazirlanin daha
sonra da inandirin.

 Gülocum öncelikle çok sik ol onlari önemsediginin mesajini ver. Herkesin gözleri parlasin. Sacin tirnaklarin ayakkabilarina kadar bakimli olsun. Gözlerini kamastir J)))

Him desinler güler hanima bak, onlar korksun senden, sen rahat ol emi. Hergün konustugun insanlar, tek farki hepsi bir arada ve senin güzel sesini dinleyecekler.


korkuyu yenmek

ALISTIRMA: KORKU-CÜMLE TELKIN

1. Asagidaki telkin cümlelerini okuduktan sonra takip eden açiklamalari inceleyin. Önce telkin cümlelerinin inanç temellerini yerlestirmeliyiz.

a) Her gün Büyük Yeteneklerim Sürekli Gelisiyor.

Bu sözü milyonlarca defa kendinize söyleyeceksiniz. Lütfen önce bir kaç saatinizi kendinize ayirin. Tüm geçmisinize bakin. Bu güne kadar basardiginiz küçük büyük ne varsa, edindiginiz küçücük bir tecrübe bile olsa not defterinize kaydediniz. Göreceksiniz ki küçümsediginiz siz, çok büyük isleri zaten basardiniz. Köyde hiç bir kültürel ve tecrübi birikimi olmayan bir çobana göre çok farkli birikimleriniz var. Bunlari tekrar tekrar düsünerek ne kadar yetenek potansiyeliniz oldugunu kendinize söyleyeceksiniz.

b) Her gün Daha Üstün Olmaya Devam ediyorum

Bu inanci da milyonlarca defa tekrar edeceksiniz. Unutmayin zaten her gün binlerce defa kendiniz hakkinda kendinize bir seyler söylüyorsunuz. Geçmisteki tecrübelerinizi hep yüklediginiz anlamlarla sik sik kendinize söylediniz. Simdi o tecrübelerin anlamini degistiriyorsunuz ve yine kendinize söylüyorsunuz. Basaran insanlarin geçmislerini düsünün. Bir Marsli gibi, baska bir yaratik gibi dünyaya gelmediler. Onlar da sizin gibi önce, okuma-yazma bilmiyorlardi. Onlar da annelerinin kucaginda büyüdüler. Hatta biz bir anne kucagindan yoksun idiyseniz daha üstün olma firsatina sahip olduk demektir. Daha büyük asker daha zor sartlara ragmen zafere kavusan askerdir. Basarili olduklarini bildiginiz insanlara göre daha çok fakirlik, hastalik veya aci çekmisseniz ruhunuz daha dolu ve heyecanli demektir. Tüm bunlar digerlerinden daha da üstün olabilmeniz konusunda sizi daha yukarilara itecektir. Bu yeni iç konusmanin duygularinizda yol açtigi degisikligi hemen görmelisiniz.

c) Her gün Daha Basarili Olmaya Devam Ediyorum.

Lütfen geçmisinize bakiniz. 10 yil önceki siz ile 5 yil önceki ve bugünkü sizi karsilastirin. Bu karsilastirma biçimi bir aliskanlik olarak yerlesmelidir. Her zaman dikkat etmeniz gereken, azicik da olsa üstünlestiginiz noktalar olmalidir. Çogu insanin düstügü korkunç hataya düsmeyin. Kendinizi çok imkani olan baskalariyla degil; bugün düne göre daha çok imkani olan kendinizle karsilastiracaksiniz. Siz size göre üstünlesiyorsunuz. Nerelerde ne kadar? Üstün noktalarinizi görmek için kendinizden asagida olanlara bakabilirsiniz ama asla kendinizden üstün olanlara bakarak kendinizde üstün noktalar aramayin. Aksi taktirde ilerleme sürecini gerileme sürecine dönüstürürsünüz. Kendinizden üstün olanlara sadece nerelere çikmak istediginizi düsündügünüzde bakmalisiniz. Bu bakis sizi yukariya çekecektir. Bu ilerleyisinizi milyonlarca defa görmelisiniz. Unutmayin, beynimiz disaridaki gerçegimizi hayalimizde kurguladigimiz gerçegimizden ayiramaz. Yani yetim bir bebegi görmek sizi üzdügü kadar, yetim bir çocugu hayal etmek de sizi üzer. Disaridaki gerçegi biz kontrol edemeyiz ama hayalimizdeki gerçekle istedigimiz gibi oynayabiliriz, onu hemen degistirebiliriz. Hemen degismek istedigimize göre ilk yapmamiz gereken hayalimizi degistirmektir.

d) Önüme Çikan Her Isi Hemen Yapiyorum.

Karsinizda çözülmesi gereken bir problem mi var? Hemen harekete geçiyorsunuz. Problem yoksa aramalisiniz. Çünkü özellikle bu çagda problemsiz hiçbir köse bulamayiz. Üstlenebilecegimiz bir çok görev vardir. Biz görevi arayarak üstlenmesek bile çogu zaman görev bir firsat olarak bize sunulur. Çogu insan bu tür firsatlari angarya görerek reddeder. Bilmeliyiz ki yaptigimiz her isin hemen parasal bir karsiligi olmak zorunda degildir. En önemli karsilik edineceginiz paha biçilmez tecrübedir. Önce gereken mükemmellikte isi gerçeklestiremeseniz de bilmesiniz ki hiç kimse bir isi ilk yaptiginda kusursuz olmamistir.

Yolda yürüyen bir görme özürlüyü kolundan tutup yardim etmek mi gerekiyor? Bir milletvekilinin bir konuda uyarilmasi mi gerekiyor? Yetim bir çocugun basinin oksanmasi mi gerekiyor? Ailenizin geçiminin saglanmasi mi gerekiyor? Daha neler bulacaksiniz. Neden siz degil de bir baskasi yapsin bunlari? Baskasi da yalniz basina eksik yapmaya mahkum üstelik... Sizi sadece bu tutumunuz ve bu tutuma bagli olarak sürdürdügünüz tekrarlariniz gelistirir. Hiç bir is angarya degildir. Ücretsiz çiraklik yapsaniz bile edindiginiz tecrübe bir gün paha biçilmez olacak ve eger ücret ariyorsaniz yillarin emek birikimini bir gecede alabilecek hale gelebildiginizi göreceksiniz.

Burada tabii ki her isi hemen yapmaya kalkin demiyoruz. “Arzuladiginiz size” destek olabilecek, o kisi olabilmek için gerekli yeteneklerinizin gelismesine destek olacak her is firsatina sahip çikin diyoruz.

2.Asagidaki Telkinleri derin gevsemeyi takiben uyguluyorsunuz. Her bir telkini 10’ar defa zihninizden tekrar edin.

--Her gün dostlarimi daha çok seviyorum.

Her gün kendime güvenim ve cesaretim artiyor. Her gün sahnede daha yüksek güvenle konusuyorum.

3.Asagidaki telkin cümlelerini seminer ortaminda (veya arkadaslarinizla birlikte baska bir ortamda) yüksek sesle söyleyiniz. Önce hep birlikte, ardindan tek tek.

--Kendime güvenim artiyor.

--Cesaretim artiyor.

--Yaraticimin verdigi gücü hissediyorum.

--Tüm engelleri asiyorum.

--Hizla güçleniyorum.

--Hepinizi çok seviyorum.

Imaj-Telkini

Telkinlerin çok büyük boyutunu zihnimizde yasadigimiz imajlar (visualization) olusturur. Imajlarin etkisi kelimelerden bazan yüzlerce kat fazladir. Zihninizde kendinizi görüyorsunuz. Ulasmak istediginiz ideal “siz” i tanimliyorsunuz. o kisiyi insa edeceksiniz. Geleceginizi kuracaksiniz. hayalinizde hangi filmlerin kahramanisiniz. kendinize ne tür roller biçiyorsunuz. Insanlar yasadiklarini önce zihinlerinde prova etmislerdir. gelecekte yasayacak olan nasil bir “siz”in provasini yapiyorsunuz?

Imaj-Telkin sisteminde korkularini yenen bir “siz” in provasini yapacaksiniz. Gelecekteki size hayalinizde dokunacaksiniz. Sizi göreceksiniz. Sizin kokunuzu hissedeceksiniz. Sizi isiteceksiniz. Bu teknigi sadece korku ve heyecani yenmekte kullanmak zorunda degilsiniz. Gelistirmek istediginiz tüm yeteneklerinizde bu çalisma size yardimci olacaktir.

ALISTIRMA: KORKU-IMAJ-TELKIN

1. Toplum Önündesiniz: Gözlerinizi kapatacaksiniz. (Su anda nasil yapildigini okumak için tabii ki gözleriniz açik) Kendinizi sahnede hayal ediyorsunuz. Karsinizda binlerce insan var. Sizi heyecanla alkisliyorlar. Onlari görün. Isiklar üzerinizde odakli. Fotograf flaslari üzerinizde patliyor. Size dönen kameralari, resminizi çeken kameralari görün. Tüm salonu, kocaman salonu görün. Kürsüde kendinizi görün.

Ortaminizdaki tüm sesleri duyun. Alkislari, isliklari, flas patlamalarini, elinizdeki mikrofonu.... “Sag olun. sag olun” diyorsunuz. Sesinizin yankisini duyun. “Huzurunuzda olmaktan mutluyum. Sizi seviyorum” deyin. Sesiniz dalgalaniyor, duyuyorsunuz. Ortam sicak. Sicakligi hissedin. Kalbinize dikkat edin. Çok sakinsiniz. Elinizde mikrofon var. Onu agziniza yakin tutuyorsunuz ve hissediyorsunuz. Kalbiniz sakin. Mutlusunuz. Heyecanla konusmaya basliyorsunuz. sizi alkisliyorlar. Onlari görüyorsunuz.

Protokol siralarina bakin. Orada devlet baskanlari ve milletvekilleri oturmus, sizi seyrediyorlar. Onlara hükmeder gibi konusuyorsunuz. Basiniz dim dik. mutlusunuz, cesursunuz, gülümsüyorsunuz.” (Bu bölümde size anlatilan görsel canlandirma müzik esliginde seminer sunucunuz tarafindan uygulanacaktir.)

2.kendinizi Bil Clinton ile tartisirken hayal edin.

3.Televizyonda bir açik oturumda konustugunuzu hayal edin. tüm ayrintilari yasayin.

4.Meclis kürsüsünde milletvekillerine konusuyorsunuz.

Güler sen mükemmelsin, harika bir ses tonun var ve mimiklerini iyi kullaniyorsun. Seni dinlemeye doyamayacaklar J))))) ha bu arada keske bende yaninda olabilsem

 

Konusmanin planlanmasi

Toplum karsisinda söz söylerken sözün planli olmasi anlasilmak ve etkili olmak için zorunludur. Çok önemli bir konusmanin en önemli bölümleri baslangiç ve sonuç bölümleridir. Burada konusmayi “giris-gelisme-sonuç” olmak üzere üç bölümde ele alalim ve bu bölümlerin ayirici özellikleri üzerinde duralim:

Söylemeye Baslarken

Kisalik:

Giris çok kisa olmali, bir kaç cümleden olusmali ve hemen konuya girilmelidir. Konuyla dogrudan ilgili olmayan sözlerle baslamakla tüm konusmayi mahvedersiniz.

Ilginçlik:

Giris cümlesi, ilk cümle mutlaka ilgi çekici hale getirilmelidir. Basit bir olay bile ilgi çekici hale getirilebilir. Konusmaya basladiginizda sizi dikatle dinlemeyenler daha sonra hiç dinlemezler. Dinleyicilerin dinlemeye en hazir olduklari an sizi ilk gördükleri andir.

Ilgilendirmek:

Söyleyeceginiz söz dinleyicilerinizi mutlaka ilgilendirmelidir. Bu ilgiyi ilk cümlelerinizde kurabilmelisiniz. Bunun insanlarin genelinin ilgilendigi bir olayi anlatarak baslayabilirsiniz. bir tasvir yapmak, bir nesne göstermek, bir sual sormak, büyüklerin b-sözlerini hatirlatmak, konusu beklenmedik sekilde canlandirmak ilk anda ilgiyi çekmeyi saglayacak baslama taktikleri arasinda düsünülebilir.

Dikkat Çekicilik:

Ilk sözlerinizi dikkat çekecek sekilde planlamalisiniz. Bunun için söze bir tasvirle, benzetmeyle, bilinen bir büyügün sözleriyle baslayabilirsiniz. Bir soru sorabilir, bir nesne gösterebilirsiniz.

Samimiyet:

Giriste fazla resmiyetten veya asiri samimiyetten(laubalilik) kaçinmalisiniz. dinleyicilerle içten, olgun ve samimî bir dostluk kurulmalidir.

Gelisme Bölümü

Fikir Uyumu:

Gelisme boyunca söyleyeceginiz her söz ilk bastaki ana fikrinizle uyum içinde ve onu destekleyici olmalidir. Basindan beri söylediklerinizle ilgisiz fikirleri kesin olarak atmak gerekir.

Fikir Ortakligi:

Konusma boyunca en sik kullanacaginiz kelimeler ortak olarak paylastiklariniz olmalidir. Paylasmadiginizi düsündügünüz fikirleri paylastiklarinizdan sonra vermelisiniz.

Bilgi Verin:

Slogan ifadelerden kaçinmalisiniz. Zihinleri yikamiyorsunuz veya kafalara düsünceleri çakmiyorsunuz. Dinleyicilerinizin sonuçlari kendilerinin bulmalarini saglayin. Bunun için sonuca vardiracak sekilde fikirlerinizi siralamalisiniz. Fikirleri dinleyenlere mal etmelisiniz.

Sonuçta:

Önceden Planlayin:

Son bölümü ve hatta özellikle son cümlenizi mutlaka önceden planlamali ve en çarpici cümleyi bulmalisiniz. Son sözünüzü söymlediginiz an yeni sözler söylemeye hazir oldugunuzu, aslinda çok dolu oldugunuzu hissettirdiginiz andir. Dinleyenlerin aklinda son söylediginiz cümle ile kalacaksiniz.

Bitisi Söylemeyin:

Dinleyicilere sözünüzün bittigini söylemeyin. Uygun bir veda ile ayrilabilirsiniz ama sözünüzün kalmadigini söyleyemezsiniz.

Doruk Noktasinda Durun:

Sözünüzün bittigi nokta tam bir doruk noktasi olmalidir. Heyecanlari zirveye tasidiginiz noktada son sözünüzü söylemelisiniz. Doruk noktasi bir siir okunarak, güldürücü veya duruma göre aglatici bir söz söylenerek, kompliman yapilarak , taltif veya övgü ile, büyük bir insanin sözüyle tamamlanabilir.

Özetleme Yapin:

Sonuçta söyleyeceginiz sözler bastan beri ileri sürdügünüz düsüncelerin özetini tasimalidir. Gelisme boyunca tüm anlattiklariniz sonuçta iki cümlede özetlenebilmelidir.

Harekete Davet Edin:

Sözlerinizin ise yaramasini ve daha saglikli sekilde dinleyicileri etkilemesini istiyorsaniz sonucunuz ayni zamanda bir eylem davetini içermelidir. Anlattiklarinizin gerektirdigi bir eylemi onlarla birlikte yapmaya davet ediyorsunuz.

ÖZET

1.Konusmanizin giris bölümü kisa olmali, ilginç olmali, dinleyenleri ilgilendirici olmali, dikkat çekici olmali, samimi olmalidir.

2.Konusmanizin gelisme bölümü bastan sona fikir uyumu tasimali, dinleyenlerle ortak fikirler tasimali, bilgi verici olmalidir.

3.Sonuç bölümü önceden planlanmali, bitis söylenmemeli, doruk noktasinda durulmali, özetleme içermeli, harekete davet içermelidir.

 

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu İzle

Forum Software by Web Wiz Forums® version 11.10
Copyright ©2001-2017 Web Wiz Ltd.

Bu Sayfa 0,586 Saniyede Yüklendi.