DETAY NASIL DETAYLANDIRILIR?
D: Dinleyiciyi Tanimak ve O'na göre Hazirlanmak.
Dinleyici(ler) bir sunusun etkisini ölçen en önemli ölçektir. Bu nedenle bir konusmaci mutlaka dinleyicisine göre hazirlanmalidir.
Dinleyicinin kim oldugu, beklentisi, anlatilan konuyla ilgili bilgi düzeyi, egitim düzeyi ve konumu önemlidir.Hatta bazi sunuslara hazirlanmadan önce, dinleyici kitlesinin cinsiyetini bile bilmek gerekir.Bunun nedeni, dinleyiciye göre hazirlanabilmek,O'na göre örnekler veya alintilar kullanabilmek içindir. Konusmayi dinleyenler (hastalar, asistanlar, ögrenciler ,meslektaslar, klüp üyeleri, müsteriler, akademisyenler, sirket çalisanlari v.b) her kim olursa olsunlar "kendilerine göre bir sey" bulmadiklari takdirde konusmaciyla da O'nun anlattiklariyla da ilgilenmezler.
Dinleyicinin KIM oldugunu bilmenin yani sira, anlatilacak olan konunun da dinleyicilere göre siniflandirilmasi ve süzgeçten geçirilmesi gerekir.Konusmaci asagidaki unsurlari göz önüne almalidir.
· Bu dinleyici neleri "Mutlaka Bilmeli"?
· Bu dinleyicinin neleri "Bilmesi Yararli"?
· Bu dinleyiciye neler "Zaman Kalirsa"anlatilmali?
E: Enerji Kullanimi (Duygu-Ses-Vücut birlikteligi)
Hiçbir sey asik suratli bir konusmacidan daha tehlikeli olamaz.Bir konusmacinin göz-kulak-yürek üçlüsüne uyabilmesi için enerjisini kendisini dinleyenlere geçirebilmesi gerekir. Ispanyollar söyle söylüyor; "gülümseyen bir yüz, bir kalbin kapisini herhangi bir anahtarin bir kapiyi açmasindan daha çabuk açar".Bunu gösterebilmenin yolu güleryüzlü olmak ve gerginligi üzerinden atabilmektir.Bu dogal olarak ses enerjisinin de dinleyicilere olumlu anlamda yansimasini saglar.
Bu anlamda vücudun rahatligi da son derece önemlidir.Zira,vücuttaki enerji sikistirildigi zaman konusmaci istem disi hareketler yapmaya baslar.(Saga sola dogru sallanmak, öne geriye dogru ayni hareketleri tekrarlamak, ellerini koyacak yer bulamamak, sürekli herhangi bir seyle oynamak gibi) Vücut dilinde dikkat edilmesi gereken unsurlar sunlardir;
· El-kol kullaniminin rahat olmasi
· Duruslara özen gösterilmesi
· Dinleyicilerle mutlaka göz kontagi kurulmasi.
T: Tarz ( Konusmacinin iletisim sekli)
Konusma yapmak için bir grubun karsisina geçildiginde heyecan duygusu insanin tüm vücudunu kaplar. Anrenalin seviyesi yükselir, eller veya koltuk altlari terler, agiz kurulugu baslar, ses titremeleri olusur....liste böyle devam eder. Konusma sirasinda heyecanlanmak son derece dogaldir. Ancak heyecani yakit olarak kullanmak gerekir. Heyecan kontrolü konusmacinin tarzini da ortaya koyar. Heyecani kontrol edebilmek için;
· Kafaca hazir olmak
· Derin nefes almak
· Hazirlik yapmak önemlidir.Tüm bunlari kontrol ederken, dinleyici ile interaktif bir iliski içine girebilmek ve esnek bir tavirla dinleyicileri yönlendirebilmek ise konusmacinin tarzinin etkisini ortaya koyar.
A: Akis (Konusmanin Plani, Ana Mesaj ve Baglantilar)
Konusmanin içerigi ne olursa olsun, bu içerigin anlasilir ve açik bir mantik sirasi içinde aktarilmasi gerekir.
Konusma plani; Açilis - Ana Gövde - Kapanis seklinde olmalidir.
Açilis ve kapanislar her zaman en çok akilda kalan bölümlerdir.Bu nedenle bu bölümlerin dikkat çekecek sekilde yapilmasi hem konusmacinin isini kolaylastirir hem de dinleyicilerin konuya çabuk adapte olmasini saglar.
Ana gövde de belli bir yapinin devam etmesi gerekir. En önemli unsur, ögrenme noktalarinin veya mesajlarin amaca hizmet etmek için birbirine dogru ve etkili bir sekilde baglanmasi geregidir.Baglantilar ayni zamanda dinleyicilerin zihninde resim çizerler. Yerinde ve konuya uygun olarak kullanilan anilar, alintilar, anekdotlar, soru sormalar, mizah, fikra, espriler hem konusmayi renklendirir hem de dinleyicilerin dikkatlerini konusmaciya yogunlastirmalarini saglar.
Bunlarin içinde Ana Mesajin yeri çok önemlidir. Ana mesaj, bir konusmadan çikarilmasi gereken ana fikir degildir. Tam tersine, dinleyiciler konusmanin içinde ana mesaji mutlaka duymalidir.Yani açik, net, anlasilir ve duyulabilir olmalidir. Ana mesajin formülü söyledir;
Konusmacinin AMACI + Dinleyiciye YARARI = ANA MESAJ
Y: Yansitmak ( Içerigin Aktarilis Sekli)
Bu basamakta dikkat edilmesi gereken ise mesajin AKTARILIS seklidir.Bir konusmaci konustugu dili ve sesini olabildigince güçlü ve etkili kullanmak durumundadir. Zira, konunun uzmani da olsa dinleyiciyi sikmadan ve monoton olmadan konusmak gerekmektedir.Bu anlamda bilinmesinde yarar olan unsurlar sunlardir;
a- sesin kullanimi: Konusmaci ses enerjisini tüm katilimcilara duyurabilecek sekilde kullanmalidir.Çok düsük bir ses tonuyla veya çok bagirarak konusmak rahatsizlik verir.
b- cümle yapilari: Çok uzun cümleler kurmak her zaman tehlikelidir. Yazi dilinde olabilir ancak konusma dilinde kisa cümleler daha çok akilda kalir.Sözcüklerin çesitlendirilmesi yani kelime hazinesinin gelistirilmesi için okumak gerekir. Cümle kullanimlarinda daha dinamik zamanlari yani "simdiki zaman ve genis zaman" i kullanmakta yarar vardir.
c- tonlama/ vurgulama: Her seferinde ayni duygu ile söylenen cümleler bir süre sonra kulaga monoton gelmeye baslar.Sesteki inis ve çikislari kullanarak entonasyonu yakalamak gerekir.Vurgulamalara da özen göstermek gerekir, zira yanlis vurgular yanlis ifadelere neden olur. Amaç, her cümlede ayni yeri vurgulamak degil, ifade etmek istenilene göre vurgu yapmak olmalidir.
d- konusma hizi: Çok hizli konusan konusmaci karsisindakileri cümle bombardimanina tutar. Dinleyicilere algilama ani verilmezse mesaj aktarilamaz.Tabii tam tersi oldugunda da yani çok agir konusuldugunda da ses enerjisi dinleyiciye geçmez.Bu nedenle ikisinin ortasini bulmak gerekir.
e- artikülasyon: Sözcüklerin agiz içinde dogru yerlere degerek, anlasilir bir sekilde agizdan çikarilmasi(bogumlama). Konusmaci konusurken ne dedigi anlasilmiyorsa izleyiciler konsantrasyonlarini toparlayamaz ve konusmadan uzaklasirlar. Bunun önüne geçmek için agizdan çikan sözcüklerin daha açik, net ve anlasilir olmasi gerekir.
Detay'a dikkat eden konusmacinin hem kendisine olan güveni artar hem de konusmayi yapabilme becerisi gelisir. Tabii konusma öncesi ve konusma sirasinda dikkat edilen Detay'in yani sira, toplanti genelinde özen göstermek gereken bazi unsurlari ise söyle siralayabiliriz;
· ZAMAN KULLANIMI
· GÖRSEL YARDIMCILARIN ETKIN KULLANIMI
· ORTAMIN KONTROL EDILMESI
· SORULARIN BASARIYLA KARSILANMASI
· ve INANMAK!!! Eger anlattiklariniza siz inaniyorsaniz karsinizdaki insanlar da inanir. Eger inanmiyorsaniz karsinizdaki insanlar da inanmaz. Göz kontaklari, vücut kullanimi, sözcükler, onlarin tonlanislari, cümle yapilari sizi ele verir. Bu nedenle ilk önce inanin sonra hazirlanin daha sonra da inandirin.
Gülocum öncelikle çok sik ol onlari önemsediginin mesajini ver. Herkesin gözleri parlasin. Sacin tirnaklarin ayakkabilarina kadar bakimli olsun. Gözlerini kamastir J)))
Him desinler güler hanima bak, onlar korksun senden, sen rahat ol emi. Hergün konustugun insanlar, tek farki hepsi bir arada ve senin güzel sesini dinleyecekler.
korkuyu yenmek
ALISTIRMA: KORKU-CÜMLE TELKIN
1. Asagidaki telkin cümlelerini okuduktan sonra takip eden açiklamalari inceleyin. Önce telkin cümlelerinin inanç temellerini yerlestirmeliyiz.
a) Her gün Büyük Yeteneklerim Sürekli Gelisiyor.
Bu sözü milyonlarca defa kendinize söyleyeceksiniz. Lütfen önce bir kaç saatinizi kendinize ayirin. Tüm geçmisinize bakin. Bu güne kadar basardiginiz küçük büyük ne varsa, edindiginiz küçücük bir tecrübe bile olsa not defterinize kaydediniz. Göreceksiniz ki küçümsediginiz siz, çok büyük isleri zaten basardiniz. Köyde hiç bir kültürel ve tecrübi birikimi olmayan bir çobana göre çok farkli birikimleriniz var. Bunlari tekrar tekrar düsünerek ne kadar yetenek potansiyeliniz oldugunu kendinize söyleyeceksiniz.
b) Her gün Daha Üstün Olmaya Devam ediyorum
Bu inanci da milyonlarca defa tekrar edeceksiniz. Unutmayin zaten her gün binlerce defa kendiniz hakkinda kendinize bir seyler söylüyorsunuz. Geçmisteki tecrübelerinizi hep yüklediginiz anlamlarla sik sik kendinize söylediniz. Simdi o tecrübelerin anlamini degistiriyorsunuz ve yine kendinize söylüyorsunuz. Basaran insanlarin geçmislerini düsünün. Bir Marsli gibi, baska bir yaratik gibi dünyaya gelmediler. Onlar da sizin gibi önce, okuma-yazma bilmiyorlardi. Onlar da annelerinin kucaginda büyüdüler. Hatta biz bir anne kucagindan yoksun idiyseniz daha üstün olma firsatina sahip olduk demektir. Daha büyük asker daha zor sartlara ragmen zafere kavusan askerdir. Basarili olduklarini bildiginiz insanlara göre daha çok fakirlik, hastalik veya aci çekmisseniz ruhunuz daha dolu ve heyecanli demektir. Tüm bunlar digerlerinden daha da üstün olabilmeniz konusunda sizi daha yukarilara itecektir. Bu yeni iç konusmanin duygularinizda yol açtigi degisikligi hemen görmelisiniz.
c) Her gün Daha Basarili Olmaya Devam Ediyorum.
Lütfen geçmisinize bakiniz. 10 yil önceki siz ile 5 yil önceki ve bugünkü sizi karsilastirin. Bu karsilastirma biçimi bir aliskanlik olarak yerlesmelidir. Her zaman dikkat etmeniz gereken, azicik da olsa üstünlestiginiz noktalar olmalidir. Çogu insanin düstügü korkunç hataya düsmeyin. Kendinizi çok imkani olan baskalariyla degil; bugün düne göre daha çok imkani olan kendinizle karsilastiracaksiniz. Siz size göre üstünlesiyorsunuz. Nerelerde ne kadar? Üstün noktalarinizi görmek için kendinizden asagida olanlara bakabilirsiniz ama asla kendinizden üstün olanlara bakarak kendinizde üstün noktalar aramayin. Aksi taktirde ilerleme sürecini gerileme sürecine dönüstürürsünüz. Kendinizden üstün olanlara sadece nerelere çikmak istediginizi düsündügünüzde bakmalisiniz. Bu bakis sizi yukariya çekecektir. Bu ilerleyisinizi milyonlarca defa görmelisiniz. Unutmayin, beynimiz disaridaki gerçegimizi hayalimizde kurguladigimiz gerçegimizden ayiramaz. Yani yetim bir bebegi görmek sizi üzdügü kadar, yetim bir çocugu hayal etmek de sizi üzer. Disaridaki gerçegi biz kontrol edemeyiz ama hayalimizdeki gerçekle istedigimiz gibi oynayabiliriz, onu hemen degistirebiliriz. Hemen degismek istedigimize göre ilk yapmamiz gereken hayalimizi degistirmektir.
d) Önüme Çikan Her Isi Hemen Yapiyorum.
Karsinizda çözülmesi gereken bir problem mi var? Hemen harekete geçiyorsunuz. Problem yoksa aramalisiniz. Çünkü özellikle bu çagda problemsiz hiçbir köse bulamayiz. Üstlenebilecegimiz bir çok görev vardir. Biz görevi arayarak üstlenmesek bile çogu zaman görev bir firsat olarak bize sunulur. Çogu insan bu tür firsatlari angarya görerek reddeder. Bilmeliyiz ki yaptigimiz her isin hemen parasal bir karsiligi olmak zorunda degildir. En önemli karsilik edineceginiz paha biçilmez tecrübedir. Önce gereken mükemmellikte isi gerçeklestiremeseniz de bilmesiniz ki hiç kimse bir isi ilk yaptiginda kusursuz olmamistir.
Yolda yürüyen bir görme özürlüyü kolundan tutup yardim etmek mi gerekiyor? Bir milletvekilinin bir konuda uyarilmasi mi gerekiyor? Yetim bir çocugun basinin oksanmasi mi gerekiyor? Ailenizin geçiminin saglanmasi mi gerekiyor? Daha neler bulacaksiniz. Neden siz degil de bir baskasi yapsin bunlari? Baskasi da yalniz basina eksik yapmaya mahkum üstelik... Sizi sadece bu tutumunuz ve bu tutuma bagli olarak sürdürdügünüz tekrarlariniz gelistirir. Hiç bir is angarya degildir. Ücretsiz çiraklik yapsaniz bile edindiginiz tecrübe bir gün paha biçilmez olacak ve eger ücret ariyorsaniz yillarin emek birikimini bir gecede alabilecek hale gelebildiginizi göreceksiniz.
Burada tabii ki her isi hemen yapmaya kalkin demiyoruz. “Arzuladiginiz size” destek olabilecek, o kisi olabilmek için gerekli yeteneklerinizin gelismesine destek olacak her is firsatina sahip çikin diyoruz.
2.Asagidaki Telkinleri derin gevsemeyi takiben uyguluyorsunuz. Her bir telkini 10’ar defa zihninizden tekrar edin.
--Her gün dostlarimi daha çok seviyorum.
Her gün kendime güvenim ve cesaretim artiyor. Her gün sahnede daha yüksek güvenle konusuyorum.
3.Asagidaki telkin cümlelerini seminer ortaminda (veya arkadaslarinizla birlikte baska bir ortamda) yüksek sesle söyleyiniz. Önce hep birlikte, ardindan tek tek.
--Kendime güvenim artiyor.
--Cesaretim artiyor.
--Yaraticimin verdigi gücü hissediyorum.
--Tüm engelleri asiyorum.
--Hizla güçleniyorum.
--Hepinizi çok seviyorum.
Imaj-Telkini
Telkinlerin çok büyük boyutunu zihnimizde yasadigimiz imajlar (visualization) olusturur. Imajlarin etkisi kelimelerden bazan yüzlerce kat fazladir. Zihninizde kendinizi görüyorsunuz. Ulasmak istediginiz ideal “siz” i tanimliyorsunuz. o kisiyi insa edeceksiniz. Geleceginizi kuracaksiniz. hayalinizde hangi filmlerin kahramanisiniz. kendinize ne tür roller biçiyorsunuz. Insanlar yasadiklarini önce zihinlerinde prova etmislerdir. gelecekte yasayacak olan nasil bir “siz”in provasini yapiyorsunuz?
Imaj-Telkin sisteminde korkularini yenen bir “siz” in provasini yapacaksiniz. Gelecekteki size hayalinizde dokunacaksiniz. Sizi göreceksiniz. Sizin kokunuzu hissedeceksiniz. Sizi isiteceksiniz. Bu teknigi sadece korku ve heyecani yenmekte kullanmak zorunda degilsiniz. Gelistirmek istediginiz tüm yeteneklerinizde bu çalisma size yardimci olacaktir.
ALISTIRMA: KORKU-IMAJ-TELKIN
1. Toplum Önündesiniz: Gözlerinizi kapatacaksiniz. (Su anda nasil yapildigini okumak için tabii ki gözleriniz açik) Kendinizi sahnede hayal ediyorsunuz. Karsinizda binlerce insan var. Sizi heyecanla alkisliyorlar. Onlari görün. Isiklar üzerinizde odakli. Fotograf flaslari üzerinizde patliyor. Size dönen kameralari, resminizi çeken kameralari görün. Tüm salonu, kocaman salonu görün. Kürsüde kendinizi görün.
Ortaminizdaki tüm sesleri duyun. Alkislari, isliklari, flas patlamalarini, elinizdeki mikrofonu.... “Sag olun. sag olun” diyorsunuz. Sesinizin yankisini duyun. “Huzurunuzda olmaktan mutluyum. Sizi seviyorum” deyin. Sesiniz dalgalaniyor, duyuyorsunuz. Ortam sicak. Sicakligi hissedin. Kalbinize dikkat edin. Çok sakinsiniz. Elinizde mikrofon var. Onu agziniza yakin tutuyorsunuz ve hissediyorsunuz. Kalbiniz sakin. Mutlusunuz. Heyecanla konusmaya basliyorsunuz. sizi alkisliyorlar. Onlari görüyorsunuz.
Protokol siralarina bakin. Orada devlet baskanlari ve milletvekilleri oturmus, sizi seyrediyorlar. Onlara hükmeder gibi konusuyorsunuz. Basiniz dim dik. mutlusunuz, cesursunuz, gülümsüyorsunuz.” (Bu bölümde size anlatilan görsel canlandirma müzik esliginde seminer sunucunuz tarafindan uygulanacaktir.)
2.kendinizi Bil Clinton ile tartisirken hayal edin.
3.Televizyonda bir açik oturumda konustugunuzu hayal edin. tüm ayrintilari yasayin.
4.Meclis kürsüsünde milletvekillerine konusuyorsunuz.
Güler sen mükemmelsin, harika bir ses tonun var ve mimiklerini iyi kullaniyorsun. Seni dinlemeye doyamayacaklar J))))) ha bu arada keske bende yaninda olabilsem
Konusmanin planlanmasi
Toplum karsisinda söz söylerken sözün planli olmasi anlasilmak ve etkili olmak için zorunludur. Çok önemli bir konusmanin en önemli bölümleri baslangiç ve sonuç bölümleridir. Burada konusmayi “giris-gelisme-sonuç” olmak üzere üç bölümde ele alalim ve bu bölümlerin ayirici özellikleri üzerinde duralim:
Söylemeye Baslarken
Kisalik:
Giris çok kisa olmali, bir kaç cümleden olusmali ve hemen konuya girilmelidir. Konuyla dogrudan ilgili olmayan sözlerle baslamakla tüm konusmayi mahvedersiniz.
Ilginçlik:
Giris cümlesi, ilk cümle mutlaka ilgi çekici hale getirilmelidir. Basit bir olay bile ilgi çekici hale getirilebilir. Konusmaya basladiginizda sizi dikatle dinlemeyenler daha sonra hiç dinlemezler. Dinleyicilerin dinlemeye en hazir olduklari an sizi ilk gördükleri andir.
Ilgilendirmek:
Söyleyeceginiz söz dinleyicilerinizi mutlaka ilgilendirmelidir. Bu ilgiyi ilk cümlelerinizde kurabilmelisiniz. Bunun insanlarin genelinin ilgilendigi bir olayi anlatarak baslayabilirsiniz. bir tasvir yapmak, bir nesne göstermek, bir sual sormak, büyüklerin b-sözlerini hatirlatmak, konusu beklenmedik sekilde canlandirmak ilk anda ilgiyi çekmeyi saglayacak baslama taktikleri arasinda düsünülebilir.
Dikkat Çekicilik:
Ilk sözlerinizi dikkat çekecek sekilde planlamalisiniz. Bunun için söze bir tasvirle, benzetmeyle, bilinen bir büyügün sözleriyle baslayabilirsiniz. Bir soru sorabilir, bir nesne gösterebilirsiniz.
Samimiyet:
Giriste fazla resmiyetten veya asiri samimiyetten(laubalilik) kaçinmalisiniz. dinleyicilerle içten, olgun ve samimî bir dostluk kurulmalidir.
Gelisme Bölümü
Fikir Uyumu:
Gelisme boyunca söyleyeceginiz her söz ilk bastaki ana fikrinizle uyum içinde ve onu destekleyici olmalidir. Basindan beri söylediklerinizle ilgisiz fikirleri kesin olarak atmak gerekir.
Fikir Ortakligi:
Konusma boyunca en sik kullanacaginiz kelimeler ortak olarak paylastiklariniz olmalidir. Paylasmadiginizi düsündügünüz fikirleri paylastiklarinizdan sonra vermelisiniz.
Bilgi Verin:
Slogan ifadelerden kaçinmalisiniz. Zihinleri yikamiyorsunuz veya kafalara düsünceleri çakmiyorsunuz. Dinleyicilerinizin sonuçlari kendilerinin bulmalarini saglayin. Bunun için sonuca vardiracak sekilde fikirlerinizi siralamalisiniz. Fikirleri dinleyenlere mal etmelisiniz.
Sonuçta:
Önceden Planlayin:
Son bölümü ve hatta özellikle son cümlenizi mutlaka önceden planlamali ve en çarpici cümleyi bulmalisiniz. Son sözünüzü söymlediginiz an yeni sözler söylemeye hazir oldugunuzu, aslinda çok dolu oldugunuzu hissettirdiginiz andir. Dinleyenlerin aklinda son söylediginiz cümle ile kalacaksiniz.
Bitisi Söylemeyin:
Dinleyicilere sözünüzün bittigini söylemeyin. Uygun bir veda ile ayrilabilirsiniz ama sözünüzün kalmadigini söyleyemezsiniz.
Doruk Noktasinda Durun:
Sözünüzün bittigi nokta tam bir doruk noktasi olmalidir. Heyecanlari zirveye tasidiginiz noktada son sözünüzü söylemelisiniz. Doruk noktasi bir siir okunarak, güldürücü veya duruma göre aglatici bir söz söylenerek, kompliman yapilarak , taltif veya övgü ile, büyük bir insanin sözüyle tamamlanabilir.
Özetleme Yapin:
Sonuçta söyleyeceginiz sözler bastan beri ileri sürdügünüz düsüncelerin özetini tasimalidir. Gelisme boyunca tüm anlattiklariniz sonuçta iki cümlede özetlenebilmelidir.
Harekete Davet Edin:
Sözlerinizin ise yaramasini ve daha saglikli sekilde dinleyicileri etkilemesini istiyorsaniz sonucunuz ayni zamanda bir eylem davetini içermelidir. Anlattiklarinizin gerektirdigi bir eylemi onlarla birlikte yapmaya davet ediyorsunuz.
ÖZET
1.Konusmanizin giris bölümü kisa olmali, ilginç olmali, dinleyenleri ilgilendirici olmali, dikkat çekici olmali, samimi olmalidir.
2.Konusmanizin gelisme bölümü bastan sona fikir uyumu tasimali, dinleyenlerle ortak fikirler tasimali, bilgi verici olmalidir.
3.Sonuç bölümü önceden planlanmali, bitis söylenmemeli, doruk noktasinda durulmali, özetleme içermeli, harekete davet içermelidir.
|